img

Bebek Bakımı

Bebek Uykusu

Bebekler için uyku, gerek fiziksel gerekse psikolojik gelişimleri açısından büyük önem taşır. Öyle ki uyku ihtiyacı beslenmeden sonra gelen en önemli ihtiyaçlardan biridir. Anne babalar yeni kavuştukları bebeklerinin uyku düzeninin nasıl olacağı konusunda genellikle endişeli olurlar. Yeni doğan bebeklerin uyku düzenleri hakkında sağlıklı bilgi sahibi olmak için insan beyninin faaliyetleri incelenerek saptanan iki temel uyku dönemi ile ilgili bilgi sahibi olmakta fayda vardır. Bu iki uyku döneminden ilki REM (Rapid Eye Movement) uykusudur. “Hızlı Göz Hareketleri” kelimelerinin baş harflerinden oluşan REM uykusu rüyaların görüldüğü dönemdir. REM uykusuna geçmeden önce Non-REM (Hızlı Göz Hareketlerinin Olmadığı) uykusu adı verilen dönem yaşanır. Non-REM uyku döneminde rüya görülmez. Çalışmalar, gebeliğin yaklaşık 7. ayında bebeğin REM uykusu yaşamaya başladığını, 8. aydan itibaren de non-REM uykusu geliştirdiğini göstermektedir.

Non-REM uykusunun birbirini izleyen dört fazı bulunmaktadır.

1. Faz: Uykunun yaklaşık olarak ilk 5 dakikalık dönemini kapsar. Bu ilk fazda hafif dalgınlık halinden uykuya geçiş yaşanır. Göz kapakları kapalı haldeyken gözler hızlı bir şekilde hareket eder ve bu esnada beyin faaliyetleri yavaşlamaya başlar.

2. Faz: Uykunun 15 ila 45 dakika süren hafif dönemidir.

3. Faz: Metabolizmanın, kalp atışlarının ve solunumun yavaşladığı, kasların gevşeyerek belirgin bir terlemeyle vücudun soğuduğu, derin uykuya geçiş dönemidir.

4. Faz: Uykunun en derin olduğu dönemdir. 3. ve 4. fazda uyuyan kişinin uyandırılması zordur.

Non-REM uykusunun 1 ve 2. Fazları tamamlandıktan sonra REM uykusu başlar.

Yeni doğan bebeklerde ise uyku düzeni biraz daha farklıdır. İlk zamanlar yeni doğan bir bebek her 2-3 saatte bir uyanır, beslenme ihtiyacının karşılanmasının ardından kısa bir süre uyanık kalır ve ardından yeniden uykuya dalar. Yeni doğan bir bebek yaklaşık olarak 18 saat kadar uyumaya ihtiyaç duyar. Bebekler ilk aylarda REM uykusu uyur, sonraki dönemlerde ise Non-REM uykusunu yaşamaya başlarlar. 3. Ay dolana kadar bebekler uyur uyumaz REM uykusuna geçerler. 2. Aydan sonra gece uykularının uzamaya başlaması ve 3. Aydan itibaren gündüz uykularının azalmaya başlamasıyla, gece uykularının da daha uzun daha derin ve aralıksız olması beklenir.

Yetişkinlerin hafif uyku döneminden derin uyku dönemine geçmeleri çok daha hızlı olabiliyorken bebeklerin derin uykuya dalmaları daha uzun zaman alır. Anne babalar bebeklerini besleyip sallayarak ya da farklı bir yöntemlerle uyuttuktan hemen sonra yataklarına yatırdıklarında bebekleri sıklıkla uyanıp ağlamaya başlar. Bebeklerin derin uykuya geçmeleri yaklaşık olarak 20 dakika sürer. Özellikle ilk birkaç ayda bebeğiniz derin uykuya geçene kadar onun yanında kalmanız uyandığında sizi yanında bularak kendisini güvende hissetmesi ve yeniden uykuya dalabilmesi açısından yararlı olacaktır. Ancak ilerleyen aylarda bebeğinizi yalnız uyumaya alıştırarak bu hafif uyku döneminden derin uykuya kendi kendine geçebilmesini de sağlayabilirseniz.

Bebeklerin İhtiyacı Olan Uyku Süreleri ve Öneriler:

0-6 hafta: yeni doğan bebekler genellikle 16 – 18 kadar saat uyur. Bazı bebekler sık aralıklarla uyanırken bazıları ise 4-5 saate kadar uyuyabilir. İlk haftalardan itibaren bebeğinize gece gündüz farkını öğretmeye başlamakta fayda vardır. Bunun en kolay yolu bebeğiniz gündüz saatlerinde uyuyorken onu gündelik gürültülerden uzak tutmamak, sessiz olmak için özel bir çaba sarf etmemek ve uyuduğu ortamın karanlık hale getirmemek, bebeğiniz gece saatlerinde uyuyorken ise tam tersi mümkün olduğunda sessiz ve aydınlık olmayan bir ortam sağlamaktır.

6-8 hafta: bu haftalarda bebekler 14 – 15 kadar saat uyur. Gece gündüz farkları gözlenmeye başlanır ve beslenme aralıklarının da uzamasıyla gece uykusu uzamaya başlar. İkinci ay artık bebeğin günlük aile düzenine alışmaya başlaması açısından önemlidir. Artık, geceleri yatmadan önce bebeğinizi uyandırıp son bir kez besleyebilir, sabahları onu uyandırarak güne sizin uygun gördüğünüz zamanda başlamasını sağlayabilirsiniz. Bebeğinizin, huzursuzluk ve ağlama dönemleri de(eğer bebeğiniz kolik değilse) artık daha düzenlidir; genellikle günün sonundadır ve huzursuzluğu kaka yapmayla sona erer. Bebeğiniz emmeye ve uyumaya kendini hazırlamıştır.

16 haftadan sonra: Bu dönemde bebeğin gece tam 7 – 8 saat kesintisiz uyuması beklenir. Bebek için “kesintisiz uyku”nun anlamı, derin uykudan hafif / yüzeysel uykuya geçiş aşamalarını uyanmadan atlatmasıdır. Bebek gün içinde toplam 14 saat uyumalıdır. Hafif uykuya geçen bebek, ağlar, sesler çıkarır, yatakta döner, ama unutmamak gerekir ki, tüm bunlar olurken bebek hala uyumaktadır ve uyku içi bu geçiş aşamalarında kendi kendini sakinleştirerek/rahatlatarak derin uykuya geçmeyi öğrenmelidir.

20 haftadan sonra: Bu dönemden itibaren bebeklerin kesintisiz gece uykusu yanında öğleden önce ve sonra birer kez olmak üzere toplam en az iki gündüz uykusu uyuması beklenir. Uyumasa bile, bu saatleri yatakta kendi başına geçirmesinde yarar vardır. Toplam 13 – 14 saat uyuması beklenir.

24-48 hafta arası: Gündüz toplam 3 – 4 saat uyuyan bebeğin gece aralıksız 11 saat uyuması beklenir. Ama çoğu ebeveyn bu kadar şanslı değildir. Çünkü bu aylarda bebeklerin, gündüz edindikleri dönme, tırmanma, emekleme gibi yetenekleri gece yatakta devam ettirmek istedikleri ve uykuya dalamadıkları görülür.

Bebeğin özellikle 24-48 haftaları arasında birden yabancılara hatta sıklıkla gördüğü bakıcı veya teyze, dayı gibi tanıdık olan yüzlere karşı tepkili olmaya başlaması mümkündür. Bebeğiniz tanıdık olmayan mekânlarda da kendisini huzursuz hissedecek ve özellikle annesine daha sıkı sarılacaktır. Bu duygusal tepki ayrılık kaygısı olarak adlandırılır.

Bebeğinizin duygusal ve ruhsal gelişiminde önemli olan bu dönemde aslında bebek çevresindeki diğer kişilerden farklı bir birey olduğunu anlamaya başlar ve anne babadan ayrılmanın kaygısını yaşar. Bu dönemde çeşitli uyku problemlerinin yaşanması son derece normaldir. Özellikle bu dönemde bebekler uyandıklarında kendilerini karanlık bir ortamda bulurlarsa anne babasını kaybettiğini düşünüp üzülerek ağlayabilirler. Anne babaların bu kritik döneme dikkat etmelerinde ve bebeklerinin ihtiyaçları olan her anda yanlarında olmak için ayrı bir özen göstermelerinde fayda vardır.

Uyumayı Öğrenen Bebekler

Bebeklerin düzenli uyumayı öğrenmeleri büyük ölçüde anne babaya bağlıdır. Şüphesiz ki her bebek anne ve babasına ihtiyaç duyar ancak anne babalar bu konuda sıklıkla bir hataya düşerler. Bebeğin sesini duyar duymaz yanına gitmek ve onunla ilgilenmeye başlamak ( kucağa alma, konuşmak, sevmek vb) bebeğin kendi kendine uykuya dalmasını ve derin uykuya geçebilmesini zorlaştırır. Bu yanlış yaklaşım nedeniyle 2-3 saatte bir hafif uykuya geçen bebek her seferinde uyanıp beslenerek bir süre sonra bu rutine alışır. Ve bu alışkanlık yerleştiğinde ilerleyen zamanlarda değiştirilmesi çok daha zor olur.

Bebeklerin ilk aylarda itibaren yalnız yatırılmaya alıştırılması ve bu alışkanlıktan herhangi bir sebeple vazgeçilmemesi büyük önem taşır. Ancak bu bebeğinizi hiçbir zaman yanınızda yatırıp onunla keyifli zamanlar geçirmemeniz anlamına gelmiyor. Önemli olan nokta bebeğinizin zaman içerisinde kendine ait bir yatağının olduğunu anlaması ve sizinle yatmasının bir rutinin parçası değil sadece bir keyif olduğunun farkına varmasıdır. Anne-babalar genellikle “kışın üşümesinler, üstleri açılmasın” gibi sebeplerle, diğer zamanlarda ise “gece yalnız yatınca korkuyor, bizimle yatmak istiyor” gibi nedenlerin arkasına sığınarak çocuklarını yanlarında yatırmak isterler ama genellikle bu davranış sonraki zamanlarda da devam eder. Anne babaların bebekleriyle yatma istekleri bir yere kadar anlaşılabilir bir istektir, ama bunun devamlılık arz etmesi bebeklerinin psikolojik gelişimleri yönünden sakıncalıdır. Bu durumun getirdiği başlıca sakınca, çocukların anne-babaya bağımlı hale gelmeleri ve yalnız yatmayı büyüklerinin kendisini sevmemeleri olarak algılamaya başlamalarıdır.

Bebeklerin kendi yataklarında uyuyabilmeleri için öncelikle belli saatte yataklarına yatırılmasını gerekir. Bebeğin gece iyi uyumasına yardımcı olmanın en önemli adımı, düzenli bir uyku vakti rutini oluşturmaktır. Eğer her gece aynı rutin izlenirse sıralamayı öğrenecek ve kısa sürede gecelerin oyun değil uyku vakti olduğunu anlayacaktır. Yatma zamanı rutinine her gün aynı saatlerde ılık, sakinleştirici bir banyoyla başlanabilir. Bunu masal, son kez emzirme ve yatak izler. Önemli olan, bebeğinizin gevşemesine yardımcı olmaktır. Bu nedenle, uyarıcı aktivitelerden kaçınmakta fayda vardır. Uykuya dalana kadar masal anlatmak ya da ninni söylemek, masal kitabı okumak ya da ninni kaseti dinletmek, uyuduktan sonra odasından çıkmak onların yalnız yatma alışkanlığını kazanmalarına yardımcı olacaktır.

Bunun yanında bebeğinizi özel bir yorganla, ince pamuklu bir örtüyle ya da tüm gerekli güvenlik standartlarına uygun yumuşak bir oyuncakla –ancak oyuncağın bebeğin yüzünü örtüp boğulma tehlikesine neden olmayacağından emin olmak gerekir– uykuya yatırmayı deneyebilirsiniz. Eğer en sevdiği oyuncak ayıcığın her gece onu yatağında beklediğini bilirse, o oyuncağı ile uyku arasında bir bağ kuracaktır. Bir süre sonra, gece uyandığında, ayıcığın verdiği huzurla yeniden uykuya dalacaktır. Siz de ayıcığa sarılın ki, kokunuz üzerine sinsin. Böylece bebeğiniz gece boyunca sizin bir parçanızın onunla birlikte olduğunu hissedecektir.

Bir hafta gibi bir sürede bebeğin düzenli olarak ağlamansa izin vererek ona kendi kendisine uyumayı öğrettiği düşünülen bir başka yöntemde ise bebeğin düzenli olarak her gece aynı rutinler uygulandıktan sonra yatağına yatırılması ve kendi kendine uyumaya bırakılması öngörülmektedir. Bu yöntemde bebek ne kadar ağlarsa ağlasın ilk gün 10dk, ikinci gün 15 dk. Üçüncü gün 20 dk. gibi artan periyotlarla kendi kendine bırakıp ağlasa da ona müdahale etmeden kendi kendine uyumayı öğrenmesi hedeflenmektedir. Sıklıkla bir hafta içerisinde bebeklerin ağlamadan uyumaya başladığı gözlemlenmektedir. Ancak bu teknikte bebeğin öğrendiği şeyin ağlamadan uykuya dalmak mı yoksa ağladığı zaman anne ya da babasının yanına gelmeyeceği mi olduğu çok net değildir. Özellikle yaşamının ilk döneminde “güven” duygusunu hissetmeye büyük ihtiyaç duyan bir bebeğe uygulanacak böyle bir yöntemin ilerleyen yaşlarda farklı bazı sorunlara yol açabileceği de düşünülmelidir.

Bebeğinizin ilk ayları onun yaşamının ilerleyen dönemlerinde devam ettireceği birçok davranışı öğrenmesi bakımından son derece önemli ve kritiktir. Bu nedenle bu önemli dönemi gerek bilimsel araştırmalar sonucu elde edilmiş bilgilerin gerekse annelik içgüdülerinin ışığında geçirilmesi en sağlıklı yoldur.